Doğum Sonrası (Postpartum) Depresyon Nedir?
Hamilelikten anneliğe geçiş, ister ilk bebeğiniz olsun ister üçüncü, her zaman büyük bir dönüşümdür. Bu dönem; yoğun duyguların, fiziksel değişimlerin ve yeni bir hayata uyum sürecinin bir arada yaşandığı bir yolculuktur. Bazen kendinizi bir anda büyük bir mutlulukla dolu hissederken, kısa süre sonra endişe, korku ve yetersizlik duygularına kapılmış halde bulabilirsiniz.
“İyi bir anne olabilecek miyim? Gerçekten hazır mıyım? Bu işi başarabilir miyim?” gibi sorular zihninizi meşgul ediyorsa, yalnız olmadığınızı bilmelisiniz.
Bebek Hüznü mü, Doğum Sonrası Depresyon mu?
Doğum sonrası yaşanan duygusal dalgalanmaların en yaygın olanı “bebek hüznü”dür. Kadınların yaklaşık %70-80’inde görülen bu durum, doğumdan sonra hormonlardaki ani değişimle ilişkilidir. Uyku eksikliği, stres, fiziksel yorgunluk ve çevresel faktörler de bu sürece eşlik eder. Bebek hüznü genellikle doğumdan sonraki ilk birkaç gün içinde başlar ve bir-iki hafta içinde kendiliğinden geçer.
Ancak duygusal belirtiler birkaç haftadan uzun sürüyor ve günlük yaşamınızı etkiliyorsa, bu durum doğum sonrası depresyon (DSD) olabilir.
Doğum Sonrası Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Doğum sonrası depresyon, yeni annelerin yaklaşık 7’de 1’inde görülür. Ancak pek çok kadın bu belirtileri ciddiye almaz ya da destek aramaktan çekinir.
En yaygın belirtiler şunlardır:
-
Sürekli üzgün, huzursuz, öfkeli ya da umutsuz hissetmek
-
Anlam verilemeyen ağlama nöbetleri
-
Uyku problemleri (uykusuzluk ya da aşırı uyuma)
-
Enerji düşüklüğü ve halsizlik
-
Kendine ya da bebeğe ilgi kaybı
-
Bebeğe karşı bağ kurmakta zorlanma
-
Suçluluk, yetersizlik hissi
-
Konsantrasyon sorunları
Tedavi edilmediğinde, bu durum annenin hem kendi sağlığını hem de bebeğiyle olan bağını olumsuz etkileyebilir.
Neden Olur? Doğum Sonrası Depresyona Yol Açan Faktörler
Doğum sonrası depresyonun tek bir sebebi yoktur. Birçok biyolojik, psikolojik ve çevresel faktör bir araya gelerek bu duruma zemin hazırlayabilir:
1. Hormonal Değişimler
Doğumdan hemen sonra östrojen ve progesteron hormonlarında hızlı bir düşüş olur. Bu ani değişim, ruh hali üzerinde güçlü etkiler yaratabilir.
2. Genetik ve Aile Öyküsü
Ailesinde depresyon öyküsü olan kadınların risk altında olduğu bilinmektedir.
3. Fiziksel ve Bedensel Değişiklikler
Doğum sonrası vücutta meydana gelen değişimler, benlik algısını etkileyebilir. Ağrılar, bedensel yorgunluk, eski vücut şekline dönme baskısı gibi etkenler duygusal yük oluşturabilir.
4. Geçmiş Ruhsal Sorunlar
Daha önce depresyon, anksiyete, adet öncesi ağrı sendromu gibi sorunlar yaşamış olan kadınlar daha yüksek risk taşır.
5. Yaşam Tarzı Faktörleri
Yetersiz uyku, kötü beslenme, hareketsiz yaşam tarzı gibi alışkanlıklar depresif belirtileri artırabilir.
6. Zorlayıcı Doğum Öyküsü
Acil sezaryen, erken doğum, düşük doğum ağırlığı gibi durumlar duygusal olarak zorlayıcı olabilir.
7. Sosyal Destek Eksikliği
Yalnız hissetmek, eş ya da aile desteğinin yetersizliği veya ilişkilerde yaşanan sorunlar da önemli bir risk faktörüdür.
Ne Zaman Yardım Almalısınız?
Eğer doğumdan sonraki ilk haftalardan itibaren yukarıda belirtilen duyguların şiddeti artıyorsa, kendinizi günlük yaşamda işlevsiz hissediyorsanız ve özellikle bebeğinizle bağ kurmakta zorlanıyorsanız, bir sağlık profesyoneline başvurmanız önemlidir.
Unutmayın: Doğum sonrası depresyon bir zayıflık değil, tıbbi ve psikolojik olarak destek gerektiren bir durumdur.
Doğru destekle, anneler bu zorlu süreci aşabilir ve hem kendi iyilik hallerine hem de bebekleriyle olan ilişkilerine yeniden bağlanabilirler.
Uzm. Fzt. Tuğçe Atalay
Pelvik Taban ve Kadın Sağlığı Fizyoterapisti